Her kelebekle beraber ruhum kanatlanır benim.. Öylesine hafif ve narin bir vücut tatlı bahar rüzgarlarında bile, nazlı nazlı süzülür bir o yana bir bu yana ve gezinir o çicek senin bu çicek benim diye... Aslında her canlı kendi dilinden O'nu anlatır gören gözlere...
Bir kelebek "Bana bak" der sessizce, duyan kulakların içine.. "Bana bak, nasılda uçmamı sağlıyor Rabbim, bu minicik kanatlarımla.. Hey bana baksana... hemde çok dikkatli bak bana.. Bak ki benim ardımdaki Öz'ü görebilesin. Zahirden "Öz"e inebilesin.."
Gören ve duyan gözler için tefekkür vaktidir artık, Herşey O'nu tespih etmektedir zira.. O insan ki gören ve duyan gözleri için şükr eder "Elhamdülillah" çeker, sonra kelebeğin söylediklerinden yola çıkarak yeniden düşünür.. Kainatı, evreni ve herşeyin gerçek sahibini.. İşte o an Rabbini gördüğü andır. Çünkü heryerde varlığının tecellilerini göstermektedir...
"Bir kelebek..." der sessizce.. "kimbilir hangi dertlere deva.. Herşeyden önce küçük bir kelebek insanlardaki estetik ihtiyaca hitap eder.. Sanki Rabbim o güzel ve narin canlıları kainatın süsü olarak göndermiştir yeryüzüne..Güzel bahar kuzucuklarına arkadaş olarak belki de.. Pıtır pıtır atan yeni bir yürek gibi hep telaşlıdır kelebekler..zamanı çok kısa ve görevi çok önemlidir kelebeciğin.. daha bir sürü yer dolaşması daha bir sürü insana göstermesi lazımdır üzerindeki , her türlü kusurdan münezzeh olan Rabbinin, sanatını,boyasını..
O Rabb ki, kelebeği de unutmamış ve o minicik hayvana dahi merhamet ederek, o narin ve güzel varlığa savuma mekanızması yerleştirmiştir ustaca.. O öyle bir savunma mekanızmasıdır ki, insanlar o mekanızmanın sadece bir süs olduğunu zannederler her defasında.. Oysa hayvanlar kelebeğin üzerindeki o büyük siyah noktaları göz zannederek, korkup kaçarlar kelebeklerin yanında..
Kara böcek sinsi yaklaşır avına, minik kelebek herşeyden habersiz güzel bir çiceğin üzerinde baharı seyretme ve görevini yapmaktadır o anda.. Derken, Rabbi ona kanatlarını açmasını ilham eder, hemen o anda Rabbinin emrine icabet eden minik kelebek kanatlarını açar. Kanatların üzerindeki göz şeklinde tasarlanmış siyah noktalar korkutuverir o sinsi düşmanı ve kendisi de farkında olmadan, sadece O merhametli efendisini dinleyerek canını kurtarmış olur böylece.. zira vermekte almakta yalnız ve yalnız O'na aittir her şartta ve mekanda..
İnsanların içindede siyah bırakılmış noktaları vardır aslında.. İman ve inanç noktaları.. Eğer Rabblerinden gelen yazılı emirlere uyup açıverseler ruhlarının kanatlarını her türlü görünen ve görünmeyen düşmandan kendilerini korumuş olacaklardır aslında..Gün yüzüne çıkınca iman ve inanç ışığı, her türlü sinsi karanlık kaçmak durumunda kalır zira..
Hem sonra tutulamaz kelebek, özgürlüğü sınırlamaz asla, yoksa ölüverir o anda.. Tıpkı hür iradeli özgür insanlar gibi aslında.. İnsanlarda özgürdürler bir anlamda. Rabblerini görünce O'ndan başkasına eyvAllah C.c etmez, O'ndan başkasını görmez olur gözleri ve insan hür iradesini Rabbine emanet ettikten sonra yeryüzündeki hiçbir şey korkutamaz kendisini asla.. Yeryüzündeki bir takım insanlarda ruhlarını karanlıklara mahkum ettiği anda ruhları akıllarına hapis olur anında ve hapis olan bir ruh, kelebeğin sonu gibi yaşar dünyada..
kalbin susuzluğunu akılla doyurmaya kalkıp, ruhunu aklın esiri yapanların , kalbi hice sayanların;
ruh ve vicdan ömrü, bir kelebeğin insanın parmakları arasında geçirebildiği zaman kadardır zira..
ve zaman, herşeye rağmen akıp gider yörüngesinde.. Taze bahar çiçeklerinde dolaşan kelebeklerin, arılarla arkadaşlığı... zıplayan bahar kuzucuklarının kainatı keşfe çalışması..
dedim ya, herşey kendi dilinden O'nu anlatır aslında.. Boynu bükük kuru dallar beyazdan, pembeden ve Rabblerinin onlar için uygun bulduğu her türlü güzel renkten entarilerini giyerler üzerlerine.. Dünya Bahar'la süslenir bir gelin misali.. ve baharın vazgeçilmesi güzel kelebekler, bu taze gelinin saçlarındaki en güzel tokaları olurlar o anda..
Kendim değil ama ruhum bir kelebekse.. Uç benim güzel ruhum evrenin üzerinde.. Gör Rabbinin sanatlı varedişini ve zikrlerle her dem an O'nun isimlerini.. Sonra bekle, bekle ki... yükselsin ruhun hafif bir kelebek misali semaların üstüne.. yüksel ve uç O'na doğru.. Ruhum bir kelebekse eğer ve ben, Muhammed(a.s.m.)'in ümmeti olabiliyorsam, miraçta O'nun ümmeti için en büyük yükseltici namaz hediye edilmişse... Miracı yaşa bol bol benim özgür ruhum..
Ruhumu yalnız Rabbimiz 'a emanet eder, yalnızca O'ndan yardım dilerim.. çünkü ben bir kelebek kadar özgür ve kelebekten daha vasıflı olarak, kalp,vicdan, ruh ve akıl karışımından... aslında sadece bir avuç toprak parçasından yapıldım.. O yüzden özgürüm.. çünkü O'na inanıyorum...
Alıntı